Eşyanın Kıymet Tespiti Nasıl Yapılır? Gümrük Değeri Belirleme Yöntemleri

eşyanın kıymet tespiti

Gümrükte vergilendirme sürecinin temel taşı, eşyanın gerçek değerinin doğru biçimde tespit edilmesidir. Bu işlem yalnızca ticari fatura üzerinden yapılmaz; belirli yöntemler ve sıralı kurallar çerçevesinde yürütülür. Gümrük kıymeti, ithalat vergilerinin hesaplanmasında, beyan edilen değerin doğruluğunun kontrolünde ve hatta ticaret istatistiklerinin oluşturulmasında kritik rol oynar. Bu yazıda “eşyanın kıymeti nasıl belirlenir?” ve “hangi gümrük kıymet yöntemleri uygulanır?” sorularına sade ve net yanıtlar sunuyoruz.

Gümrük Kıymeti Nedir?

Gümrük kıymeti, ithal edilen eşyanın gümrük vergilerine esas olacak değeridir. Basitçe söylemek gerekirse, bu değer genellikle eşya için fiilen ödenen veya ödenecek fiyatı – yani gerçek satış bedelini – temel alır. Elbette bu bedele, uluslararası anlaşmalar gereği gerektiğinde navlun (taşıma) ve sigorta gibi ek maliyetler de dahil edilir. Gümrük kıymeti doğru belirlendiğinde, devletin alacağı vergi tutarı da doğru hesaplanır; böylece hem hazine gelirleri korunur hem de firmalar arasında adil rekabet sağlanır. Ayrıca gümrük idarelerinin topladığı değer bilgileri, dış ticaret istatistiklerinin oluşturulmasında kullanılır.

Ticari fatura değeri ile gümrük kıymeti aynı anlama gelmeyebilir. Fatura üzerinde yazan tutar, bazen eşyanın tüm masraflarını kapsamaz veya doğru olmayan bir düşük değer beyan edilmiş olabilir. Örneğin, fatura bedeli FOB olarak belirtilmişse, bu tutar sadece malın gemiye yüklenene kadarki fiyatını içerir, uluslararası taşıma ve sigorta masraflarını içermez. Gümrük kıymeti ise çoğu zaman CIF değer (Cost, Insurance & Freight) üzerinden, yani mal bedeline navlun ve sigorta eklenmiş haliyle hesaplanır. Bu yönüyle, gümrük kıymeti ticari faturadan farklı olarak eşyanın ülkeye girişine kadarki tüm maliyetlerini yansıtan bir değerdir.

Gümrük Kıymeti Neden ve Ne Zaman Belirlenir?

Gümrük kıymeti, ithalat işlemlerinde beyanname verilirken beyan sahibi (ithalatçı) tarafından bildirilir ve gümrük vergilerinin hesaplanmasında esas alınır. İthalat vergileri (gümrük vergisi, KDV, ÖTV vb.) bu değer üzerinden oranlanarak tahakkuk ettirilir. Dolayısıyla, malın gümrük kıymeti ne kadar doğru belirlenirse, ödenecek vergi de o kadar doğru olacaktır. Gümrük kıymetinin belirlenmesi her ithalat beyannamesinde zorunlu bir adımdır ve eşyanın vergilendirilmesi bu değere göre yapılır.

Beyan sahibinin (ithalatçının) sorumluluğu, eşyanın kıymetini gerçeğe uygun şekilde beyan etmektir. İthalatçı, fatura ve ilgili belgeleri sunarak malın değerini gümrükte bildirmek zorundadır. Gümrük idaresinin kıymet inceleme yetkisi ise beyan edilen değerin doğruluğunu denetlemeyi kapsar. Gümrük memurları, beyan edilen kıymetin piyasa değerine göre çok düşük olup olmadığına dair fatura kontrolü yapar ve şüphelenirlerse ek bilgi ve belge talep edebilir. Eğer sunulan bilgilere rağmen makul bir şüphe devam ederse, gümrük idaresi beyan edilen kıymeti geçerli saymayabilir. Bu durumda, aşağıda belirtilen alternatif yöntemler sırasıyla devreye girerek eşyanın gümrük kıymeti resen (idarece) tespit edilir.

Gümrük Kıymeti Belirleme Yöntemleri (Sıralı 6 Yöntem)

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kıymet Anlaşması’na göre, gümrük kıymetinin belirlenmesinde altı temel yöntem kullanılır ve bunlar belirli bir öncelik sırasına göre uygulanır. Aşağıda bu 6 gümrük değeri belirleme yöntemi sıralanmakta ve kısaca açıklanmaktadır:

  • Gerçek Satış Bedeli Yöntemi (Fiili Satış Bedeli): Birincil ve en önemli yöntemdir. İthal edilen eşyanın satıcı ile alıcı arasında gerçekleşen gerçek satış fiyatını esas alır. Yani malın fatura değeri (ödenen veya ödenecek fiyat) gümrük kıymeti olarak kabul edilir. Bu bedelin üzerine, eğer fatura kapsamına girmemişse, taşımacılık (navlun), sigorta, komisyon ve telif ücreti gibi ek kalemler de ilave edilerek CIF değeri bulunur. Çoğu ithalat işleminde, taraflar arası ilişkinin olmaması ve faturanın güvenilir olması durumunda gümrük kıymeti bu yöntemle belirlenir.
  • Aynı Eşyanın Satış Bedeli Yöntemi: Bu yöntem, eğer ithal edilen malın kendi satış bedeli yöntemiyle kıymeti tespit edilemiyorsa devreye girer. Daha önce ithal edilmiş aynı (özdeş) eşyanın satış bedeli emsal alınarak yeni eşyanın kıymeti belirlenir. “Aynı eşya”, tüm özellikleriyle ithal edilen malın birebir aynısı olan, aynı ülkeden ihraç edilmiş ve aynı dönemde benzer ticari şartlarda satılan eşyayı ifade eder. Gümrük idaresi, veri tabanlarındaki daha önceki ithalatları inceleyerek, aynı ürüne geçmişte ödenen bedelleri karşılaştırma yapar.
  • Benzer Eşyanın Satış Bedeli Yöntemi: Bu da bir emsal değer uygulaması olup, ithal malına tıpatıp aynı bir emsal bulunamadığında kullanılır. Fiziksel özellikleri, kalitesi, işlevi ve tarife pozisyonu itibarıyla benzer olan bir eşyanın daha önceki ithalatlardaki değeri, yeni malın gümrük kıymetine temel alınır. “Benzer eşya” tamamen aynı olmasa da aynı sınıf veya kategoride yer alan, benzer materyal ve özelliklere sahip eşyadır. Bu yöntemle de gümrük idaresi, piyasada benzer ürünler için ödenen fiyatları dikkate alarak adil bir kıymet tespiti yapar.
  • Tümdengelim Yöntemi: Bu yöntemde değer belirleme işlemi, malın ithalat sonrası iç piyasadaki satış fiyatından geriye doğru hesaplama yapılarak gerçekleştirilir. İthal edilen ürünün Türkiye’de (veya ithalat yapılan ülkede) bilinen bir satış fiyatı varsa, gümrük idaresi bu fiyattan başlayarak bazı indirimler uygular. Örneğin, mal Türkiye’de KDV dahil X fiyata satılıyorsa, bu fiyattan iç vergiler, ithalat vergileri, genel masraflar ve kâr marjı çıkarılır. Geriye kalan tutar, eşyanın gümrük kıymetine ulaşmak için tümdengelim yoluyla hesaplanmış olur. Kısaca, ürünün iç piyasa değerinden hareketle onun ithalattaki değeri bulunur.
  • Tümevarım Yöntemi: Bu yöntem, ithal ürünün değerini hesaplama yoluyla belirler. İthal eşyayı üreten veya satan firmanın maliyet verileri baz alınarak, eşyanın üretim maliyeti, üzerine makul bir kâr ve genel masraflar eklenerek bir kıymet tespit edilir. Örneğin, malın fabrikadan çıkış maliyeti + üreticinin karı + ihracat masrafları = hesaplanmış kıymet şeklinde bir formül uygulanır. Tümevarım yöntemi genellikle ithalatçı ile ihracatçı firmanın ilişkili olduğu durumlarda veya üretici firmanın maliyet bilgilerini paylaşabildiği hallerde kullanılabilir. Bu sayede, malın oluşan maliyeti üzerinden adil bir gümrük kıymeti hesaplanmış olur.
  • Son Çare Yöntemi (Rezerv Yöntem): Yukarıdaki hiçbir yöntemle eşyanın kıymeti belirlenemediğinde başvurulan en son yöntemdir. Bu yöntemde, gümrük idaresi yukarıdaki yöntemlerden elde edilen tüm verileri ve uluslararası uygulamaları dikkate alarak makul bir değer belirler. Son çare yöntemi, DTÖ kuralları çerçevesinde keyfi veya hayali bir değer olmaması koşuluyla esnek bir yöntemdir. Örneğin, gümrük idaresi diğer yöntemlerin kombinasyonunu uygulayarak veya dünya piyasalarındaki fiyat bilgilerini kullanarak bir kıymet takdir edebilir. Ancak burada da temel ilke, belirlenen değerin gerçekçi ve doğrulanabilir olmasıdır.

Bu altı yöntem, kanunen belirtilen sıralamaya uygun şekilde uygulanır. Yani öncelikle satış bedeli yöntemi denenir; mümkün olmazsa kademeli olarak sonraki yöntemlere geçilir. Her bir aşama, gümrük kıymetinin tespiti için standart bir prosedür olup uluslararası (WTO) kurallarla uyumludur.

CIF, FOB ve Diğer Teslim Şekillerine Göre Değer Hesabı

Uluslararası ticarette kullanılan teslim şekilleri (Incoterms), fatura bedelinin hangi maliyetleri içerdiğini belirler. Gümrük kıymetini doğru tespit edebilmek için öncelikle fatura üzerindeki satış bedelinin CIF mi, FOB mu yoksa başka bir teslim şekliyle mi belirtildiğini anlamak gerekir. Çoğu ülkenin gümrük mevzuatında, ithal eşyasının CIF değeri gümrük kıymeti olarak esas alınır. CIF, Cost, Insurance & Freight kelimelerinin kısaltması olup mal bedeli + sigorta + navlun anlamına gelir. FOB (Free On Board) ise malın gemiye yüklenmesine kadarki maliyetleri kapsar; navlun ve sigorta masrafları alıcı tarafından karşılanır ve fiyata dahil değildir. Kısaca, FOB fatura değeri varsa gümrük idaresi buna taşıma ve sigorta bedellerini ekleyerek CIF seviyesine çıkarır; CIF fatura değeri varsa zaten tüm masrafları içerdiğinden doğrudan kullanılır.

Teslim şekline göre fatura değerinin içeriği değiştiği için, gümrük kıymeti hesabında gerekli ayarlamalar yapılır. Örneğin, FOB olarak 10.000 USD değerinde bir eşya ithal ediliyorsa ve bu eşyaya ait navlun bedeli 500 USD, sigorta bedeli de 100 USD ise, eşyanın gümrük kıymeti 10.000 + 500 + 100 = 10.600 USD (CIF) olarak hesaplanır. Tersine, eğer fatura CIF 10.600 USD şeklinde düzenlenmişse, bu tutar zaten navlun ve sigortayı içerdiğinden gümrük kıymeti olarak 10.600 USD alınabilir. Diğer teslim şekillerinde de benzer şekilde, önemli olan malın ithalat sınırına kadar oluşan toplam değerinin hesaplanmasıdır. Örneğin EXW (Ex Works) gibi fabrika çıkışı teslimlerde, taşımadan sigortaya tüm masraflar alıcının üzerindedir ve fatura tutarı bunları içermez; bu durumda tüm bu dış masraflar eklenerek gümrük kıymeti bulunur. DDP (Delivered Duty Paid) gibi gümrük vergisi ödenmiş teslimlerde ise fatura tutarından ülke içinde ödenen vergiler çıkarılarak gerçek ithalat değeri elde edilir. Sonuç olarak, gümrük kıymeti hesabında her zaman malın ülkeye giriş anındaki toplam değeri esas alınır.

Gümrük Kıymetinin Reddedilmesi Durumları

Gümrük idaresi bazı durumlarda beyan edilen değeri kabul etmeyebilir (beyan edilen değerinin reddi). Bu durum genellikle aşağıdaki sebeplerle ortaya çıkar:

  • Düşük kıymet beyanı: İthalatçı, vergiyi az ödemek amacıyla malın değerini gerçeğinden çok düşük gösterebilir. Örneğin, piyasada 50.000 TL olan bir makine için 10.000 TL fatura ibraz edilmesi gibi bariz emsal dışı bir düşük beyan, gümrükte şüphe uyandırır.
  • Güvenilir belge eksikliği: Beyan edilen değeri destekleyecek sağlam belgelerin sunulamaması durumudur. Faturanın gerçeği yansıtmadığına dair kuşkular, satıcı ile alıcının ilişkili şirketler olup alışılmadık fiyatlar kullanması, veya eksik bilgi (sözleşme, ödeme belgesi vs. ibraz edilememesi) gibi haller bu kapsama girer.

Bu gibi durumlarda gümrük idaresi, kanunen beyan edilen kıymeti reddetme hakkına sahiptir. Öncelikle ithalatçıdan ek açıklama ve belge istenir; ancak verilen bilgiler tatmin edici olmazsa resmi olarak kıymet tebligatla reddedilir. Sonrasında gümrük idaresi kıymeti re’sen belirler, yani yukarıda anlattığımız alternatif yöntemleri kullanarak malın gümrük kıymetini kendisi tespit eder. Örneğin, aynı veya benzer malın bilinen bir değeri referans alınabilir ya da piyasadaki fiyat araştırmalarına dayalı bir takdir yapılabilir. Bu süreç sonunda, genellikle daha yüksek bir kıymet üzerinden ithalat vergileri hesaplanır. İthalatçı, gümrüğün belirlediği kıymete itiraz edebilir veya düzeltme talebinde bulunabilir; ancak itiraz sonuçlanana kadar belirlenen değere göre vergileri ödemek durumundadır. Özellikle kasıtlı olarak düşük beyan yapıldığının tespiti halinde, vergi farkına ek olarak cezai işlemler de uygulanabilir.

Kıymet Beyan Formu (KBF) Nedir?

Kıymet Beyan Formu (KBF), ithalatta beyan edilen gümrük kıymetine ilişkin detayların gösterildiği ve ithalatçı tarafından doldurulan resmi bir formdur. Bu formun amacı, eşyanın fatura bedelinin yanı sıra navlun, sigorta ve benzeri tüm maliyet unsurlarını şeffaf bir şekilde beyan ederek gümrük idaresine sunmaktır. Gümrük mevzuatına göre KBF’nin doldurulması zorunludur ve genellikle gümrük beyannamesine ek olarak verilir. Bu sayede beyan edilen değerle ilgili tüm bilgiler derli toplu şekilde gümrüğe iletilmiş olur. KBF, özellikle yüksek tutarlı veya riskli görülen ithalatlarda, değerin doğru beyan edildiğini teyit etmek açısından kritik öneme sahiptir.

Kıymet Beyan Formu’nun ekleri ve içeriği: KBF doldurulurken, beyannamede belirtilen kıymetin doğruluğunu kanıtlayan belgelerin de sunulması gerekir. Bu belgeler arasında ticari fatura, taşıma faturası/belgesi (konşimento), sigorta poliçesi ve gerekiyorsa ödeme belgeleri (örneğin akreditif, banka dekontu) bulunur. Form üzerinde, eşyanın FOB fiyatı, navlun tutarı, sigorta primi gibi kalemler ayrı ayrı gösterilir ve toplamda CIF kıymet nasıl oluştuğu detaylandırılır. İthalatçı tarafından beyan edilen bu bilgiler ile ekli belgelerdeki bilgiler tutarlı olmalıdır. Gümrük idaresi, Kıymet Beyan Formu ve ekleri üzerinden beyan edilen değerin doğruluğunu çapraz kontrol eder. Eğer formda beyan edilen değer ile belgeler arasında tutarsızlık varsa ya da KBF verilmemişse, bu durum beyanın eksik veya yanlış yapıldığı anlamına gelir ve yasal yaptırımlara neden olabilir. Sonuç olarak, KBF doldurulması ve doğru bilgilerle desteklenmesi, hem kanuni bir yükümlülük hem de sorunsuz bir ithalat işlemi için gereklidir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)